Bir Derdim Var, Kim Söylüyor? Derdimizi Kimseye Anlatamayacak Mıyız?
Hepimiz bir şekilde derdimizi paylaşıyoruz, değil mi? Ama bir bakıyorsunuz, sadece sözler havada kalıyor, kimse gerçekten dinlemiyor. “Bir derdim var,” diye başlıyoruz, ama kimse sormuyor: “Gerçekten ne derdin var?” Peki, biz ne yapıyoruz? Sessizce acılarımıza gömülüyoruz, bir de buna “kimse anlamıyor” diyerek başlıyoruz. Ama şunu soruyorum: Gerçekten dinlemeye niyetli olan kimse var mı?
Bir derdimiz olduğunda, kimseye açıklamak zorunda mı hissediyoruz kendimizi? Ya da daha da önemlisi, gerçekten derdimizi anlatabileceğimiz birini bulmak, sadece sosyal medya üzerinden paylaştığımız anlık duygusal döküntülerle mi mümkün? Hadi derdimizi çözelim. Ama önce, “Bir derdim var kim söylüyor?” sorusuna biraz daha yakından bakalım.
“Bir Derdim Var” Dediğinizde Ne Anlatmak İstiyorsunuz?
Birçoğumuz hayatımızda en az bir kez, “Bir derdim var” demişizdir. Ve evet, bunu söylerken bazen derdimizin ne olduğuna dair somut bir fikrimiz dahi olmayabilir. Kendimizi kötü hissettiğimizde, kelimelere dökemediğimiz karmaşık duygularımızla baş başa kalırız. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken önemli bir şey var: Duygusal boşalma! İnsanlar, bir derdi olduğunu söylemektense, aslında içsel bir çöküş yaşarlar. Peki, bu çözüm mü? Hayır, çünkü yalnızca içsel acıyı dışarıya vurduğumuzda, bir şeyler değişiyor mu?
Açıkçası, bir derdimizi paylaştığımızda karşımızdaki kişi gerçekten ilgileniyor mu? Ya da sadece, bize “Geçer, sıkma canını,” demek için mi oradalar? Çoğu zaman, yaşadığımız duygusal karmaşa, sadece karşıdaki kişinin yüzeysel bir empatiyle geçiştirilecek kadar basit değil. Ama neden, gerçekten derdimizle yüzleşmeye çalışan birini bulmak bu kadar zor? Belki de “Bir derdim var” demek, aslında sadece acımızı kabul etmediğimizin bir göstergesidir.
Derdimizi Paylaşmak: Gerçekten İletişim mi, Yoksa Yalnızca Bir Bağırış mı?
İletişim… Gerçek bir iletişim kurmak, asıl mesele. Ama gerçekten iletişim kuruyor muyuz? Herkesin hayatında yaşadığı zorluklar, kayıplar ve sıkıntılar var. Peki, tüm bu derdimizi paylaştığımızda, bunlar sadece duygusal bir döküm mü oluyor, yoksa bir çözüm arayışına mı dönüşüyor? Bazen “Bir derdim var” diyerek bir anlamda şikayet ederiz, ama şikayet etmekle sorun çözmek arasında fark olduğunu fark etmiyoruz.
İnsanların en çok yaptığı hatalardan biri, bir problemle karşılaştıklarında yalnızca başkalarına şikayet etmekten ibaret bir çözüm yolu aramalarıdır. Oysa bir derdi anlatmanın başka yolları olmalı. Duygusal olarak rahatlatıcı bir şikayet de olabilir, ama sürekli bu şekilde yaşamak ne kadar sağlıklıdır? Bu durumda insanın kendisiyle yüzleşmesi ve problemi çözmeye çalışması gerekir. Çoğu zaman derdimizi, birinin bizimle empati kurarak anlamasını bekleriz. Ama gerçekte, bir çözüm arayışına yönelmek yerine, sadece duygusal bir boşalma yaşarız.
Bu yazıda bahsedilen derdimiz, yalnızca başkalarına anlatılmayı bekleyen bir şey mi, yoksa çözülmesi gereken bir sorun mu? Gerçekten çözüm arayarak mı konuşuyoruz, yoksa sadece acımızı dışa vurduğumuzda rahatlıyor muyuz?
Toplumdaki Yalnızlık ve Kendini Anlatamama Hissi
“Bir derdim var,” dediğinizde, aslında size gerçek anlamda kimse cevap veriyor mu? Toplum olarak yalnızlaştıkça, birbirimizi anlamak için daha az çaba gösterdiğimizi kabul etmeliyiz. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte, birbirimizi anlamak bir yana, gerçek anlamda dinlemek gittikçe zorlaşıyor. Herkes kendi derdine odaklanırken, başkalarının yaşadığı zorluklara kayıtsız kalıyoruz. O zaman, gerçek derdimiz nedir? Ya da daha doğru soralım: Bizim derdimiz gerçekten anlaşılmayı bekleyen bir şey mi, yoksa çözülmesi gereken bir sosyal meselemiz mi?
Sürekli olarak başkalarına derdimizi anlatmaya çalışmak, aslında toplumun içindeki yalnızlık duygusunu pekiştiriyor. Kişi, “Bir derdim var,” dediğinde, karşımızdaki kişinin gerçekten ilgilenmesini mi bekliyoruz? Bu, çoğu zaman sadece kendimizi daha iyi hissetmek amacıyla duyduğumuz bir ihtiyaçtır. Ama sonuçta, anlatılan derdin çözümü, sadece derdi anlatan kişinin kendisinde saklıdır.
Sonuç: Derdimizi Kimseye Anlatamayacak Mıyız?
Evet, derdimizi anlatmak hakkımız. Ama bir yandan da şunu sormak gerekiyor: Biz gerçekten derdimizi anlatmak mı istiyoruz, yoksa derdimizin sadece bir şikayet olmasını mı bekliyoruz? Gerçek çözüm, derdimizi paylaşıp karşımızdakinin bizi anlamasını beklemekten çok, kendi iç yolculuğumuzu yaparak sorunun üzerine gitmekten geçiyor.
Peki ya siz, bir derdiniz olduğunda gerçekten çözüm arar mısınız? Yoksa sadece başkalarına şikayet ederek rahatlamayı mı tercih edersiniz? Sosyal medya üzerinden paylaştığınızda, derdiniz gerçekten dinleniyor mu, yoksa geçici bir dikkat mi sağlıyorsunuz? Duygularınızla yüzleşmektense, başkalarının ilgisini mi arıyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın ve bu tartışmayı hep birlikte büyütelim!