İçeriğe geç

Gölpazarı ne zaman ilçe oldu ?

Bir Eğitimcinin Kaleminden: Gölpazarı’nın İlçe Oluşunun Öğrettikleri

Öğrenmenin dönüştürücü gücüne inanan bir eğitimci olarak, her tarihi olayda bir ders, her toplumsal dönüşümde bir öğrenme süreci görürüm. Gölpazarı’nın ilçe oluşu da sadece idari bir karar değil, bireylerin ve toplumun öğrenme süreçlerinin yansımasıdır. “Gölpazarı ne zaman ilçe oldu?” sorusu, yüzeyde bir tarih bilgisi arayışı gibi görünse de, aslında bir topluluğun bilgi, deneyim ve kimlik inşasını anlamaya davettir.

Tarihsel Bir Öğrenme Süreci: Gölpazarı’nın İlçe Oluşu

Gölpazarı, Bilecik iline bağlı, Osmanlı dönemine kadar uzanan köklü bir yerleşimdir. Gölpazarı, Cumhuriyet’in erken yıllarında hızla gelişen Anadolu kasabalarından biri olmuş, idari yapısını güçlendirmiştir. 4 Nisan 1946 tarihinde alınan kararla ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Ancak bu olay, sadece bir tarihsel bilgi değildir; bir toplumsal öğrenme sürecinin ürünüdür. Tıpkı bir öğrencinin kendi potansiyelini keşfetmesi gibi, Gölpazarı da kendi kimliğini, rolünü ve değerini zaman içinde fark etmiş, yerel halkın emeğiyle büyümüştür.

Bu noktada Paulo Freire’in “özgürleştirici öğrenme” yaklaşımı hatırlanmalıdır. Freire’e göre öğrenme, yalnızca bilgi edinmek değil, aynı zamanda bir farkındalık sürecidir. Gölpazarı’nın ilçeye dönüşümü de tam olarak bu farkındalığın kurumsal karşılığıdır: yerel topluluk kendi potansiyelini fark etmiş, kendini dönüştürmüştür.

Pedagojik Bir Perspektiften Toplumsal Dönüşüm

Eğitim biliminde “öğrenme” yalnızca bireysel bir eylem değildir; toplumsal bir süreçtir. Gölpazarı’nın ilçe olması, toplumun ortak öğrenme deneyimidir. Çünkü bir yerleşim yeri ilçe olduğunda, yeni kurumlar açılır, yönetim mekanizmaları kurulur, halkın katılımı artar. Bu da toplumsal düzeyde bir “öğrenme zinciri” oluşturur.

Bir öğrencinin gelişimi nasıl öğretmenle, arkadaşlarıyla ve çevresiyle birlikte şekilleniyorsa; bir kentin gelişimi de insanlar, kurumlar ve kültürel değerler arasındaki etkileşimle mümkün olur. Gölpazarı’nın hikâyesi bu açıdan kollektif öğrenmenin canlı bir örneğidir.

Buradan şu pedagojik soruyu sormak gerekir: “Bir toplum, öğrenmeyi yalnızca okulda mı gerçekleştirir, yoksa yaşadığı her dönüşümde mi?”

Öğrenme Teorileriyle Gölpazarı’nın Dönüşümü

Gölpazarı’nın ilçeye dönüşümünü üç temel öğrenme teorisiyle açıklayabiliriz:

1. Davranışçı Yaklaşım: İlçe olma süreci, devletin planlı ve sistematik müdahalesiyle gerçekleşmiştir. Bu, tıpkı öğretmenin öğrenciyi yönlendirmesi gibi dışsal bir pekiştirmedir. Devlet, yeni kurumlar kurarak toplumsal davranışları şekillendirmiştir.

2. Bilişsel Yaklaşım: Toplum, bu süreçte kendi düşünsel dönüşümünü yaşamıştır. Halk, bilgiye ve değişime açık hale gelmiş, yeni bir yönetim biçimini içselleştirmiştir.

3. Yapılandırmacı Yaklaşım: Gölpazarı halkı, kendi yaşam deneyimlerinden öğrenerek yeni bir toplumsal yapı inşa etmiştir. Bu, bireylerin aktif katılımıyla gerçekleşen bir öğrenme biçimidir.

Her üç yaklaşım da Gölpazarı’nın ilçeleşme sürecinde farklı düzeylerde etkileşim göstermiştir. Bu durum, toplumsal öğrenmenin çok boyutlu doğasını yansıtır.

Bireysel Öğrenmeden Toplumsal Öğrenmeye

Eğitimciler, bireysel öğrenme süreçlerini toplumsal bağlama oturtmadan tam olarak anlayamayacaklarını bilirler. Gölpazarı’nın ilçe olması, bireylerin deneyimlerinden beslenen kolektif bir başarı hikâyesidir. Kadınların yerel üretimdeki katkısı, gençlerin eğitim talepleri, erkeklerin yönetsel süreçlere katılımı — hepsi bu dönüşümün yapıtaşlarıdır.

Bu süreçte halk, “öğrenen toplum” olmanın önemini fark etmiştir. İlçeleşme sonrası açılan okullar, halk eğitim merkezleri ve kütüphaneler, bu bilincin somut sonuçlarıdır.

Gölpazarı’nın hikâyesi, her bireyin kendi öğrenme yolculuğunu toplumla paylaşmasının, bir kenti nasıl dönüştürebileceğini gösterir.

Sonuç: Öğrenmenin Coğrafyası Gölpazarı’nda Saklı

Gölpazarı ne zaman ilçe oldu?” sorusuna tarihsel bir yanıt verebiliriz: 4 Nisan 1946. Ancak pedagojik bir bakış açısıyla bakıldığında bu tarih, bir toplumun öğrenme yolculuğunun dönüm noktasıdır.

Bugün Gölpazarı, sadece Bilecik’in sakin bir ilçesi değil; öğrenmenin, gelişmenin ve dönüşmenin bir sembolüdür. Her birey gibi her yerleşim yeri de öğrenir, büyür ve olgunlaşır.

Şimdi kendinize şu soruyu sorun: “Ben kendi hayatımda Gölpazarı gibi hangi dönüm noktalarında öğrendim, hangi değişimlerle büyüdüm?”

#Gölpazarı #Eğitim #ÖğrenmeTeorileri #Pedagoji #ToplumsalDönüşüm #Bilecik

8 Yorum

  1. Selda Selda

    Gölpazarı İlçesi 2007 yılı verileri itibari ile yönetim sınırları dâhilinde 48 adet köy ve bu köylerden bir kaçına bağlı köy altı yerleşmesi konumumdaki mahalle özelliğini kazanmış 24 mahalle yerleşkesinden oluşmaktadır. Yenipazar, Bilecik ilinin bir ilçesidir. 1926’ya dek Söğüt’e bağlı, 1926’dan sonra Gölpazarı ilçesine bağlı bir bucak iken, 3392 sayılı yasa ile ilçe statüsüne alınmış, 1988 ‘den itibaren ilçe olmuş. 1989’da belediye olmuştur.

    • admin admin

      Selda!

      Teşekkür ederim, katkınız yazının odaklarını netleştirdi.

  2. Köz Köz

    Ancak ilçe statüsü kazanması 1926 yılını bulmuştur. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde gerçekleşen uzun savaşlarda Gölpazarı halkı da geçmişte Rumeli fetihlerinde gösterdiği aynı hassasiyeti bu dönemlerdeki yurt savunmalarında da göstermiştir. Gölpazarı İlçesi 2007 yılı verileri itibari ile yönetim sınırları dâhilinde 48 adet köy ve bu köylerden bir kaçına bağlı köy altı yerleşmesi konumumdaki mahalle özelliğini kazanmış 24 mahalle yerleşkesinden oluşmaktadır. İklim ve Bitki Örtüsü – T.C.

    • admin admin

      Köz!

      Katkınız sayesinde metin daha net bir hâl aldı.

  3. Betül Betül

    1926 yılında, yeniden yapılan idari taksimata göre, Pazarcık, Bilecik ili Bozüyük ilçesine bağlı bir bucak merkezi oldu. Pazarcık bucağı 1953 yılında Maraş ilinin Pazarcık ilçesi ile isim benzerliği ve bu benzerliğin çeşitli karışıklıklara sebep olacağı gerekçesiyle “PAZARYERİ” ismi ile ilçe merkezi oldu. Gölpazarı, Bilecik ilinin bir ilçesidir .

    • admin admin

      Betül!

      Saygıdeğer katkınız, çalışmanın bilimsel güvenilirliğini artırdı, akademik bir temel üzerine daha sağlam oturmasına yardımcı oldu.

  4. Funda Funda

    Göl Flanoz Osmanlı toprağı olduktan sonra merkeze “Nefs-i Göl”, köyleriyle beraber “Göl” diye anılmış uzun yıllar. Daha sonraları Resulşel, Dönen, Akçaoba, Akça Ova ve en nihayetinde Gölpazarı olarak günümüzdeki ismini almıştır. Tarihçe – T.C. Gölpazarı Kaymakamlığı T.C. Gölpazarı Kaymakamlığı tarihce T.C. Göl Flanoz Osmanlı toprağı olduktan sonra merkeze “Nefs-i Göl”, köyleriyle beraber “Göl” diye anılmış uzun yıllar.

    • admin admin

      Funda!

      Görüşleriniz bana düşündürdü, katılmasam da teşekkürler.

Köz için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
https://alfabahisgir.orgprop money